.

Cumartesi, Haziran 9

İKİZLERİN CIVIL CIVIL GÜNLÜĞÜ



Bizim ikizlerimizin gunlugu isminde bir bloğa tıkladık. Cıvıl cıvıl, neşeli, eğlenceli, mutlu ikiz çocuk fotoğraflarıyla rengarenk bir blog çıktı karşımıza. -Maşallah diyoruz.- Ege Burak ve Ela Berrak isminde dünyalar tatlısı ikizlerin annesi Seyhan Hanım, hem Türkiye'deki yakınları takip edebilsin hem de çocuklarına resimli bir günlük oluşturmak niyetiyle başlamış yazmaya. Seyhan Hanım'ın bloğundaki samimiyeti ve sıcaklığı sorularımıza verdiği cevaplarda da göreceksiniz. E hadi çaylar- kahveler fincana, bizim ikizlerimizin gunlugu'nu (B) tanımak isteyenler buraya...




BA- Hangi şehirden, hangi eyaletten yazıyorsunuz? 
B- New York, Brooklyn'den.

BA- Blog sahibi kimdir, nerelidir, burcu nedir, hobileri nelerdir.... Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz lütfen? 

B- Seyhan Gursoy. Istanbul'da dogdum ve buyudum. Annemde dogma-buyume Istanbul, Fatih'lidir. Babam 14 yasinda memleketi olan Sinop'tan gelmis Istanbul'a. Suanda 65 yasinda, yani 50 yildir o da Istanbul'lu artik:) Esim Kastamonu'lu. Cocuklarim New York'lu:) Yengec burcuyum. Bir kiz, bir erkek 4 yasinda ikiz cocuk annesiyim. Allah'in bana hediyesi onlar, butun hayatim onlar, yavrularim...

BA- Blog yazmaya ne zaman, ne sebeple başladınız? 
B- Amerika'ya gelmeden önce de blog yazıyor muydunuz? ikizlerime 5 aylik hamile iken basladim blog yazmaya. Ondan once ufak capli takip ederdim  zaten. Ailemizden kilometrelerce uzakta yasayinca aldim bu karari. Her ne kadar hergun telefon ile olsun, msn'den olsun konusuyor, gorusuyor olsak da daha ayrintili bizi takip edebilsinler diye + cocuklarima da ileride okumalari icin  resimli bir gunluk olusturmak istedim. Yoksa normalde birde hergun olmasada sikca yazdigim eski usul gunlumuz, ozel bir defterimiz var. ABD.'ye gelmeden once yazmiyordum. O zamanlar blog var miydi onu bile bilmiyorum. Var miydi??

BA- Sizi Amerikaya getiren ne oldu? Kaç yıldır Amerika'da yaşıyorsunuz? 
B- Turkiye'de esimle buyuk bir mucevherat firmasinda calisiyorduk. Ben yonetici asistani, o ise ihracat muduru olarak. Sikca yurtdisina giderdi. 12 ulke gordu simdiye kadar. "Para verp gitseydim, bu kadar ulke goremezdim" der her zaman:)Firma;  Polonya'ya sube acip, esimi orada gorevlendirmek istedi. (en az 15-20 kez gitmistir o topraklara) Kanunlarini falan arastirinca son anda vazgectiler oradan ve New York'a karar verdiler. Firmanin zaten Los Angles'ta bir subesi vardi. Kisa surede New York'a da acinca esimin hemen arkasindan ben geldim. Yil 2002, aylardan Kasim. Oyle boyle derken 9,5 yil olmus:)

BA- Bu süreçte alışmakta zorlandığınız herhangi bir sey oldu mu? Amerika'ya dair hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı ? 
B- Ben buraya gelmeden once esim alistirmisti beni bu atmosfere zaten. Soyle ki; her gorusmemizde "hatun Amerika hic oyle filmlerde goruldugu gibi bir yer degil, yapilar, binalar en az 60,80 hatta 100 yasinda. Evlere camasir makinesi, bulasik makinesi koymak yasak. Apartmanlar 60-80 ailelik. Asansore her bindiginde senin meshur hayvan fobin nuksedebilir. Metro, tren istasyonlarinda kocaman kocaman fareler var. Binalar eski oldugu icin bocek var cogu yerde...." gibi. Dolayisiyla kafamda tablo olusmustu. Agiz, burun bukup; "ya sen birkac ay kal, orayi duzene sok ben hic kurulu duzenimizi bozup gelmiyeyim" diyordum. Ama safak karanlik, sure belli degil olunca geldik kocabeyin pesinden. Esim hic oyle allayip, pullayip, suslemeyi sevmez. Neyse odur. Cok aciktir. Iyi kide oyle yapmis. Dediklerini gordum ve beni bu duruma alistirdigi icin hic hayal kirikligi yasamadim.    Geldigim ilk yil dil konusunda cok sikintiliydim. Zaten orta duzeyde Ingilizce bilgim; degisik aksanlar nedeniyle cok aza inmisti. Amerikalilar, ya da kokeni US olmayan ama burada dogmus ve buyumus olanlar cok yuvarlayarak konusurken, 77 milleti bir arada barindiran NewYork'ta konusulan Ingilizceyi anlamak icin bana gore o zamanlar profesor olmak gerektirirdi. Ama o zamanlar:)) Onun disinda bir sikinti yasamadim.


BA- İlk zamanlarınızı düşününce 'Ah keşke!' dediginiz seyler var mi? Veya 'Yuh yani, bu ne gariplik!' dediğiniz veya ilginç gelen olaylar yaşadınız mı / gördünüz mü? Hiç unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşır mıydınız? 
B- Pakistanlilarin genelinde gozlemledigim, kisin parmak arasi terliklerle disarida ya alisveris yapiyor olmalari ya da cocuklarini o halde okuldan aliyor olmalari cok garip gelmisti; ben, bizler karnibahar gibi ust uste giyinirken. Veya kis gunesinde Italyan, Rus veya Irlandalilarin hemen sortlarini, mayolarini giyip plaj veya parklarda evet evet cocuk parklari dahil gunesleniyor olmalari. Camasir ve bulasik makinesindeki sacmaliklari yukarida belirtmistim zaten. Cok sukur ki suanda her ikisinede sahibim. Lutfen bu son cumleyi Turkiye'den veya NY' disinda Amerika'nin her hangi bir eyaletinde okuyanlar biz Ny'lulara gulmesinler. Zira bu Ny. gerceklerinden.

BA- Amerika'da en çok beğendiginiz yer neresidir? Gelmeyi düşünenlere 'mutlaka şurayı da görün' diyebileceğiniz bir yer var mı?
B- Cocuklardan once(!) California seyahatimiz sirasinda gezip, gordugum San Diego beni cok etkilemisti. Cografi olarak cok daha sirin gelmisti bana. Birde gunun her hangi bir saatinde disarida bir yabanci ile gozgoze geldiginizde; gozlerini sizden cevirmeyip "good morning, hi, good night" gibi bir selamlasma sekiliyle karsilasmam icimi isitmistir belki bu sehre bilemem. New York'ta birakin selamlasmayi, omuz omuza carpissaniz bir "sorry" diyeni yoktur. ya da cok cok azdir. Baska eyaletlerde  gordum ama dedim ya; San Diego gozumde baskadir. Birde cocuklu veya cocuksuz Orlando, Disneyland bambaska bir dunya. Imkani olan, firsat bulan herkesin gitmesini tavsiye ederim.

BA- Favori alış-veriş yeriniz neresidir? Ailenizin favori eğlencesi nedir?
B- Macy's, centry 21, tj-maxx, bath and beyond, pier 1, barnes and nobel, yol guzergahimdaki outlet mall'lara gitmek bana keyif verir. Su siralar ailemizin favori eglencesi bisiklete binmek ve scooter kullanmak oldu. Bazende babamiza eslik edip aile dostlarimizin teknesiyle baliga cikmak.

BA- Türkiye'de yaşadığınız şehirle, şimdi yaşadığınız yer arasındaki en benzer ve en farklı şey nedir? 
B- Istanbul'dan geldigim icin dolayisiyla suanda yasadigim sehirde hic bir zaman adaptasyon  problemi yasamadim.  Istanbul, NY metropolitan 2 sehir...

BA- Sosyal çevrenizde daha cok Türkler mi var, yoksa Amerikalılar mı? Amerikalılarla komşuluk ilişkileriniz nasıl? Genel olarak Amerikan toplumunu nasıl değerlendirirsiniz?
B- Brooklyn Turk'lerin yogun yasadigi bir yer. Hemen hemen her alisverisee gittigimde Turk'e rastlarim. Amerikalilarda aile kavrami yok. cocuklari maddi ozgurluklerine kavusunca, yada bir sekilde aileden ayrilip, arkadaslariyla yasiyorlar. Anne babalar yalnizliklarini paylasmak icin (cevremdekilerin cogu!) kedi, kopek gibi evcil hayvan besliyorlar. Sen ona 2 kelime soyleyip, konusmussan mutlu oluyorlar. Cunku cocuklari yanlarina coook nadir ugruyor.

BA- Çocuğunuzu yetiştirirken - varsa- Amerika'da yaşıyor olmanın avantajı ve dezavantajı nedir sizce? 
B- Avantaji Ingilizce'yi anadili gibi konusuyor olabilmeleri-olmalari, ilkokul yillarinda 2.bir dil secenegi (bu genellikle Ispanyolca ve Fransizca, Italyanca oluyor) sunmalari, yine ilkokul yillarinda bir ensturmana yonlendirilmeleri, okul ile evin uzaklik durumuna gore ogrenciye servis araci saglanmasi ve bunun ucretsiz olmasi, Turkiye'ye kesin donus halinde; yabanci ogrenci kategorisine gireceklerinden anadolu lisesi ve kolejlere sinavsiz ve dusuk ucretle gidebiliyor olmalari ilk etapta baslica siralayabildiklerim. Dezavantaj olarak da; yurdumuzdan, aile buyuklerimizden, kuzenlerinden ayri kalmalari.  ve egitiminin Turkiye'ye oranla daha vasat olmasi. Ozellikle matematik konusunda.


BA- Amerika'ya yeni geleceklere ne tavsiye edersiniz? (Gelmeden önce ve geldiklerinde)
B- Oncelikle ogrenci veya turist vizesiyle gelmeyip, calisma izni veya yesil kartli gelmislerse hele bir de aile iseler kiraya cikmak yerine ev satin almalarini oneririm. Her ay 1500-1800$ kira odeyeceklerine, mortgage sistemiyle ev satin alip kendi evini odemek daha mantikli. Biz ilk  geldigimiz zaman almis olsaydik su anda (15 senelik anlasma yapildigi takdirde) son 5 yili kalmis olacakti. Ama gec kalmis sayilmayiz tabii:)      Gelir gelmez bir sosyal sigorta numarasi almalari ve saglik sigortasi yaptirmalari. Keza biz geldigimiz ilk yil hic bilmiyorduk ve bir kan tahlili icin 450$ odemistik. Amerika'da arabalar ucuz ama insurance yani sigortasi arabadan pahali:) Ama bu yasadiginiz yere gore de degisiyor. Soyle ki; yasadiginiz yerde toplu tasima araclari azsa sigortaniz dusuk, tren, metro, otobus, feribot gibi araclar var ve her 10-15 dakikada bir hizmet veriyorsa, arac sigortaniz yuksek oluyor. O yuzden bir cok TURK baska eyaletlerden adres gosteriyor orada yasamadiklari halde, ucuz olsun diye. Ama benim esim yapmiyor. Oysa yapsa yilda yaklasik 1000 dolar kar yapicaz. Birde 2 araba yani. Neyse boyle dedigimi duymasin:)       Turk televizyonu satin almasinlar! Kendi dil egitimleri icin, en azindan belli bir sure.      New York'ta yeme-icme ucuz, kiralar pahali.      Kesinlikle Turkiye'den kiyafet, ayakkabi, canta, parfum tasimasinlar. Burada en guzel markalari alirsiniz Turkiye'de harcadiginiz rakama.
              
BA- Başka kültürlere ait öğrendiğniz, hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız herhangi bir şey var mı? Bir yemek çeşidi de olabilir mesela...    
B- Yahudi ve Cinlilere nasil ehliyet verdiklerine sasiyorum. Cok kotu araba kullaniyorlar.   Disarida kopeklerini gezdirmeye cikanlarin bazilari diskilarini yerden aliyor, bazisi (genellikle latin amerikalilar) birakiyor. Gorupte sikayet etmisligim bile vardir. Hic hos degil ama boyle. hatta bazi parklarda bunun cezasi 100$ iken bazilarinda 1000$.   Bunun uzerine birde yemek muhabbetine girmeyelim:) Zaten ben Turk mutfaginin disina cikmak istemem, midem kabul etmiyor. Denemedim, denemem de! Esim Meksika mutfagini ve Arap mutfagini sever.

BA- Şimdi kapınız çalsa ve Türkiye'den bir paket gelse, içinden ne çıkmasını arzu ederdiniz? 
B- Yutkunarak yaziyorum; semizotu (her cesidini cok severim. yemegi, yogurtlu salatasi, limonlu salatasi..), gurbette yasayan bir cok Turk vatandasi gibi  sokak simidi (annemlerin getirdigi vardi dondurucuda ama bitti. hazira dag mi dayanir?:)), yarma sulu Bursa seftali, antikrot pastirma.

BA- Ekleme istediğiniz veya paylaşmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz... Var mı? 
B- Calismalarinizda basarilar diliyorum. Bende tesekkur ederim.

Biz de sorularımıza içtenlikle cevap veren Seyhan Hanım'a teşekkür ediyor, ailesiyle birlikte hayırlı, uzun, güpgüzel bir ömür, hayatında başarılar ve mutluluklar diliyoruz...


Blog yazarlarmıza sormamızı istediğiniz sorularınız olursa, 'Yorum' kısmından veya 'bloggeramerikada@gmail.com' adresine e-mail göndererek bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. 
Blogger-Amerikada'dan Sevgiler & Saygılar...



Çarşamba, Mayıs 16

HAYRİYE HANIMLA TÜRK YEMEKLERİNE VE GIDAYA DAİR


Merhabalar,
Bu yazımızın konuğu, 500'den fazla yayınıyla, tatlısından tuzlusuna, çorbasından turşusuna aklınıza yiyecek ve içeceğe dair ne gelirse tarifini bulabileceğiniz turkish food and recipes isimli bloğun yazarı Hayriye Çetin-Karaca Hanım. Bir Gıda Mühendisi olan Hayriye Hanım, bloğunda sadece tarif vermekle kalmıyor, aynı zamanda gıdalar hakkında bilimsel ve pratik bilgiler de sunuyor okuyucularına. Bütün bunları İngilizce ve Türkçe okuyabileceğiniz gibi, blogta İngilizce-Türkçe yemek terimleri sözlüğünü de bulabilirsiniz. Bu zengin içerikli ve iştah açıcı bloğu gezerken bir mola verdik ve Hayriye Hanım, Amerika'ya dair sorularımızı bizi kırmayıp cevapladı. Bu sevimli sohbeti okurken çayınızı, kahvenizi almayı unutmayın...
 

BA- Hangi şehirden / eyaletten yazıyorsunuz?
T- Lexington, Kentucky.

BA- Blog sahibi kimdir, nerelidir, burcu nedir, hobileri nelerdir.... Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz lütfen? 
T- Blog sahibi Hayriye Cetin-Karaca, aslen Bulgaristan'in Burgaz sehrinde dogan ve 1989'da ailesiyle birlikte Bulgaristan'dan Turkiye'ye goc eden bir gocmen kizi. Dogaya ve doganin butun guzelliklerine hayran, kitap okumayi ve muzik dinlemeyi seven, sevdikleriyle birlikte zaman gecirmekten ve onlara degisik lezzette yemekler yaparak saglikli beslenme ve kaliteli yasam prensibini elinden birakmayan mukemmelliyetci bir basak burcu. Turkiye'de CBU Gida Muhendisligi bolumunden mezun olduktan sonra evlenerek Amerika'ya gelip University of Kentucky'de yine Gida bolumunde masterdan sonra doktora seruvenine baslayan bir gida bilimcisi (food scientist).

BA- Blog yazmaya ne zaman, ne sebeple başladınız? Amerika'ya gelmeden önce de blog yazıyor muydunuz?
T- Blog maceram 2008 yilinda Amerikada yasayan degisik ulkelerden arkadaslarimin yaptigim yemek tariflerini istemeleri ve esimin de israrlari ve destegiyle basladi. Blog yazmamin amaci Turk ve Osmanli yemek kulturunu ve tarif yelpazesini butun dunyaya tanitmak ve herkesle paylasmak oldu. Bunun yani sira mesleki bilgilerimi de paylasarak saglikli ve guvenli gida tuketimini desteklemeyi ve tesvik etmeyi amacladim. Daha once hicbir blog tecrubem olmadi.

BA- Sizi Amerikaya getiren ne oldu? Kaç yıldır Amerika'da yaşıyorsunuz?
T- Beni Amerikaya getiren o zamanlar Texas'da egitim goren ve kalbimi calip beni Amerika'ya gelmeye ikna eden, hayatimi paylasmayi kabul ettigim sevgili esim oldu. O zamandan beri 4.5 senedir Amerikadayim.

BA- Bu süreçte alışmakta zorlandığınız herhangi bir sey oldu mu? Amerika'ya dair hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı ?
T- Alismakta zorlandigim cok fazla sey olmadi. Oncelikle Ingilizce konusunda zorlandim. Ustelik ortaokul ve liseyi en donanimli Anadolu Liselerinden birinde dereceyle bitirmistim. Ingilizceme guveniyordum fakat adapte olmam bekledigim gibi kolay olmadi. Butun dunyadan insanlarin burada toplandigini gozonune alirsak, degisik kulturler ve yasam tarzlari bana bayag bir kultur soku yasatti. Ama ozgurluk kavraminin tam olarak yasandigi bir yer olmasi sebebiyle alismam ve adapte olmam zor olmadi. Degisime ve yeniliklere her zaman acik biri olarak Amerika yasantisina alismam zor olmadi. Turkiye'deki samimi arkadasliklari hala cok ozledigimi ve burada bulamadigimi soyleyebilirim.


BA- İlk zamanlarınızı düşününce 'Ah keşke!' dediginiz seyler var mi? Veya 'Yuh yani, bu ne gariplik!' dediğiniz veya ilginç gelen olaylar yaşadınız mı / gördünüz mü? (Mesela kar yağarken bile, şortuyla, parmak arası terlik giyenleri gördüm, yuh dedim, gibi basit şeyleri kastediyorum :) ) veya hiç unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşır mıydınız?
T- Ilk geldigimde, kiyafetlerimden ya da takilarimdan dolayi rastgele hic tanimadigim insanlarin bana surekli cok guzel giyindigimi ve uzerimdekilerin ne kadar uyumlu ve guzel oldugunu soylemelerine cok sasirmistim. Ne kadar acik sozlu ve samimiler diye dusunmeden edemiyordum. Burada bayanlar gunluk hayatlarinda ya da is ortamlarinda Turkiye'deki gibi suslenip sikir sikir giyinmiyorlar. Cok mutevazi bir giyim tarzlari var ve sadece ozel durumlarda ya da davetlerde kiyafetlerine ya da makyajlarina ozen gosteriyorlar. Bu bana en basindan beri ilginc gelmisti. Universite ortaminda bayan ogrenciler ya da asistanlar, hatta hocalar bile genelde kot pantolon, tshirt, spor ayakkabi ya da terlikli oluyorlar. Turkiye'deki universitelerde boyle bir seyi hayal bile edemiyorum. Ben universitedeyken kizlar podyuma cikar gibi giyiniyordu (yaklasik 9 sene once).

BA-Amerika'da en çok beğendiginiz yer neresidir? Gelmeyei düşünenlere 'mutlaka şurayı da görün' diyebileceğiniz bir yer var mı?
T- Ben ve esim her ikimizde deniz ya da okyanusa ve gunese asik oldugumuz icin, ozellikle San Diego, CA'yi cok begeniyoruz. Mutlaka gorulmesi gereken yerler arasinda New York, Florida ve Chicago'yu onerebilirim.

BA- Favori alış-veriş yeriniz neresidir? Ailenizin favori eğlencesi nedir? (Bir mekan da olabilir)
T- Favori alisveris yerimiz Macy's ve JCpenney diyebilirim. Aradigimiz herseyi genelde bulabiliyoruz. Eglence olarak, genelde yazlari disarda vakit gecirmeyi seviyoruz. Kentucky cok yesil ve doga guzellikleri muhtesem bir yer oldugu icin, doga sporlarini cok seviyoruz. Kisin ise buralar bayag soguk ve karli oldugundan, kar sporlarindan zevk aliyoruz.

BA- Türkiye'de yaşadığınız şehirle, şimdi yaşadığınız yer arasındaki en benzer ve en farklı şey nedir?
T- Turkiye'de Yalova'da yasiyordum simdi yasadigim yerle buyukluk ve sosyallik olarak pek farkli degil. Tek farki Yalova deniz kenarinda iliman iklimde hos bir turistik yerken, burasi daha cok karasal iklimde ve daha monoton bir sehir diyebilirim.

BA-Sosyal çevrenizde daha cok Türkler mi var, yoksa Amerikalılar mı? Amerikalılarla komşuluk ilişkileriniz nasıl? Genel olarak Amerikan toplumunu nasıl değerlendirirsiniz?
T- Sosyal cevremizde genelde Amerikalilar var, buralarda Turkler oldukca az. Amerikalilarla arkadasliklarimiz ve komsululuk iliskilerimiz cok iyi. Her ulkeden ve irktan samimi arkadaslarimiz var. Amerikalilarin aile yapilari, aile ve insan iliskileri bizimkine gore cok farkli ve yuzeysel diyebiliriz. Ama her ne olursa olsun insana verdikleri deger, her irktan ve ulkeden insani aralarina alip kabullenmeleri ve ayrim yapmamalari, saygida kusur gostermemelerine hayranim. Sizi herhangi bir ozelliginiz icin yargilamiyor, oldugunuz gibi kabul ediyorlar ve her turlu dusuncenize, dininize ve degerlerine anlayis ve saygi gosteriyorlar.

BA- Çocuğunuzu yetiştirirken - varsa- Amerika'da yaşıyor olmanın avantajı ve dezavantajı nedir sizce? 
T- Henuz cocuk sahibi olmadigimiz icin bu konuda cok fazla bir yorum yapamayacagim. Fakat, etrafimdaki Turklerden gorudugm ve ogrendigim kadariyla, burada cocuklarin egitiminin cok daha az masrafli ve daha kapsamli oldugunu soyleyebilirim. Onun yani sira, egitim duzeyinin Turkiye'ye gore daha hafif olusu, ve teoriden cok uygulamaya ve hayata yonelik bir egitimin uygulandigini soyleyebilirim. Dezavantaj olarak, cocuklarin Turk kultur ve geleneklerine uygun yetismesinin cok zor oldugunu soyleyebilirim.


BA- Amerika'ya yeni geleceklere ne tavsiye edersiniz? (Gelmeden önce ve geldiklerinde)
T- Amerika'ya gelince rahat bir hayat icin saglik sigortanizi ve butun genel ihtiyaclarinizi tam anlamiyla karsilayabilmeniz icin gelirinizin iyi olmasi gerekir. Arabaniz yoksa ve toplu tasimanin olmadigi bir eyaletteyseniz, Kentucky gibi, arabasiz yapamazsiniz. Disardan bakinca hersey guzel gorunuyor fakat, Amerika'ya yuksek beklentilerle gelmeyin derim. Nedense Turkiye'dekiler burada maaslar cuvalla veriliyor saniyorlar, ama siradan "bir tane" salatalik icin 2$ verdigimizi ve kilo ile degilde tane ile aldigimizi kimse bilmiyor. Bu sadece ilk aklima gelen bir ornek.
  
BA-Başka kültürlere ait öğrendiğniz, hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız herhangi bir şey var mı? Bir yemek çeşidi de olabilir mesela...
T- Cinlilerin yemek yerken agizlarini acarak ve inanilmaz derecede de agiz sapirdatarak yemelerinden cok fazla rahatsiz oluyorum. Hindistanlilarin bazilarinin gelenek ve gorenekleri Turklere cok benziyor. Yemek olarak da Amerika'nin pirzolasini "Steak" hic bir pirzolaya degismem:)

BA- Şimdi kapınız çalsa ve Türkiye'den bir paket gelse, içinden ne çıkmasını arzu ederdiniz?
T- Birden fazla sey cikmasini isterdim. Ama ilk aklima gelenler; simit, yesil can erik, firindan yeni cikmis sicak ekmek,....


BA- Eklemek istediğiniz veya paylaşmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz... Var mı? 
T- Basarilar diliyorum.

Biz de sorularımıza içtenlikle cevap veren Hayriye Hanım'a çok teşekkür ediyor, hayatında başarılar ve mutluluklar diliyoruz...
Blog yazarlarmıza sormamızı istediğiniz sorularınız olursa, 'Yorum' kısmından veya 'bloggeramerikada@gmail.com' adresine e-mail göndererek bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. 
Blogger-Amerikada'dan Sevgiler & Saygılar...

Çarşamba, Mayıs 9

SELEN CAKE TURKISH CUISINE İLE RENGARENK

Bugün sıcak çaylarımızın, kahvelerimizin yanında; göz kamaştırıcı süslemelerle donatılmış pastalar, kurabiyeler olan, bunların arasına da Türk mutfağından enfes lezzetler serpiştirilmiş renkli bir blog var. turkishfoodsanddesserts.blogspot.com adresindeki bloğun sahibesi Sibel Çelik Şahin Hanım'a (T), Amerika hayatına dair tecrübelerini, deneyimlerini sorduk, o da bizi kırmayıp cevapladı. E siz de buyrun tatlılar eşliğindeki bu tatlı sohbete....

Selen Cake Turkish Cuisine - turkishfoodsanddesserts.blogspot.com

BA- Hangi eyaletten / şehirden yazıyorsunuz? 
T-  New York / Albany-Troy.

BA- Blog sahibi kimdir, nerelidir, burcu nedir, hobileri nelerdir.... Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz lütfen? 
T-  33 yaşındaym. Evliyim ve üç tane şekerin annesiyim. Asıl mesleğim muhasebecilik. Amerika'da aldığım pastacılık ve dekorasyon eğitimleri sonrasında yaklaşık üç yıldır özel tasarım pasta ve Türk mutfağı üzerine catering olarak çalışıyorum. Ailem, baba tarafindan Selanik, anne tarafindan Malatya kökenli. Akrep burcuyum. Hobilerim, kitap okumak, araştırma yapmak ve mutfakta yeni bir şeyler denemek.

BA- Blog yazmaya ne zaman, ne sebeple başladınız? Amerika'ya gelmeden önce de blog yazıyor muydunuz?
T-  Blog yazmaya üç yıl önce Amerika'da başladım. İlk bloğumun içinde Akademisyen-köşe yazarı ve tiyatrocuların olduğu değerli kişilerle yapılmış röportajlardan ve Amerika ile ilgili söyleşilerden ve bazı deneme yazılarımdan-araştırmalarımdan oluşuyordu. Daha sonra Özel tasarım pasta ve Türk mutfağı üzerine çalışma kararı alınca, Selen Cake Turkish Cuisine isimli bloğumu kurdum. Bu şekilde hem yaptığım çalışmalarımı insanlara sunmak hem de karşılıklı paylaşımlarda bulunmak istedim.

BA- Sizi Amerikaya getiren ne oldu? Kaç yıldır Amerika'da yaşıyorsunuz? 
T- Bizi Amerika'ya getiren şey eşimin Amerika'da doktora yapmaya karar vermesi oldu. Yaklaşık 4 yıldır Amerika'da yaşıyoruz.

BA- Bu süreçte alışmakta zorlandığınız herhangi bir sey oldu mu? Amerika'ya dair hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı ? 
T-  Elbette zorlandığımız, bize uzak olan şeyler vardı ama insan fitratı gereği zamanla bu zorlukları da aşıyor. Beni en çok zorlayan şey öncelikli olarak yemek konusu ve evlerde çamaşır makinesinin olmaması olmuştu. Her türlü gıdaya ulaşabiliyorsunuz ancak lezzet ve damak tadı olarak bizim lezzet anlayışımızdan çok uzak olunca bu biraz zorluyor insanı. Şükürler olsun ki Türk marketleri var ve Türk ürünlerine bu marketler sayesinde çok rahat bir şekilde ulaşabiliyoruz. Amerika'ya dair hayal kırıklığı yaşadığım anlar oldu elbette. Mesela ben Amerika'ya ilk geldiğimde kısa bir süre Brooklyn'de kaldım. İlk hayal kırıklığımı o zaman yaşamıştım :(. Evlerin ufak ve bakımsız oluşu ilk şokumdu. Metro istasyonunu görünce ikinci şoku yaşadım ki korku filmi gibiydi :). O zaman Allahım burası mı Amerika demiştim. Ama hamdolsun orada cok kısa süre kaldıktan sonra şimdi yaşadığım bu şirin ve güzel kasabaya geldik.

BA- İlk zamanlarınızı düşününce 'Ah keşke!' dediginiz seyler var mi? Veya 'Yuh yani, bu ne gariplik!' dediğiniz veya ilginç gelen olaylar yaşadınız mı / gördünüz mü? Veya hiç unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşır mıydınız?  
T-  Bizim yaşadığımız bölge kuzey bolgesi olduğu için kışı oldukça soğuk ve karlı oluyor. İlk geldiğimiz yıl İngilizce kursuna gidiyordum. Aylardan da Nisan ya da Mayıs'tı zannımca. Hava güneşili ama yine de soğuktu. O gün kursa gittim ve sınıfa girdim. Sınıfta klimalar çalışıyor ve içerisi buz gibiydi. Onlar için hava çok sıcak bizim içinse oldukça soğuk :) … Kısaca anlatmak gerekirse buradaki Amerikalılar güneşi görür görmez kış olsa bile hemen yarım kollu ve şortlarla dolaşmaya başlıyorlar. Küçücük çocuklar ayaklarında çorapsız, yanaklar kırmızı kırmızı dolaşıyorlar :) onları gördükçe ben üzülüyorum.

BA- Amerika'da en çok beğendiginiz yer neresidir? Gelmeyei düşünenlere 'mutlaka şurayı da görün' diyebileceğiniz bir yer var mı?  
T-  Bu soru hayata bakış açınız ve yaşam tarzınıza bağlı olarak değişiklik gösterir. Kimileri için bu Miami olabilir; deniz, kum, plaj… Kimileri için Lasvegas; gazino, şans oyunları, kimilerine göre de New York; alışveriş, Manhattan, özgürlük anıtı…gibi. Dediğim gibi sizin yaşam tarzınızla alakalı bir seçenek.

BA- Favori alış-veriş yeriniz neresidir? 
T-  Favori alışveriş yerimiz Walmart, Marshalls, Sam's Club, T-j Max. Favori eğlencemiz yaz aylarında göle gitmek, kış aylarında da karda kaymak :).

BA- Türkiye'de yaşadığınız şehirle, şimdi yaşadığınız yer arasındaki en benzer ve en farklı şey nedir?  
T-  Şimdiki yaşadığım yerle Türkiye'de yaşadığım yer arasında benzer hiçbir yan göremiyorum. Şu an yaşadığım yer küçük bir kasaba. Yeşillikler içerisinde, sincapların, kuşların, ceylanların ve daha birçok canlının olduğu sabahları kuş sesleriyle uyanabileceğiniz sakin ve doğal bir ortam.

BA- Sosyal çevrenizde daha çok Türkler mi var, yoksa Amerikalılar mı? Amerikalılar'la komşuluk ilişkileriniz nasıl? Genel olarak Amerikan toplumunu nasıl değerlendirirsiniz? 
S- Sosyal çevremizde daha çok Türkler olmakla birlikte Amerikalı ve diğer ülkelerden komşularımız da var. Amerikalı komşularımızla ilişkilerimiz şu an için gayet iyi. Amerikan toplumuna genel olarak baktığımızda tamamen karma bir topluluk olup kültürleri bizim kültürümüze göre çok farklı. İki kültürü kıyasladığımızda arada çok büyük farklılıklar var. Aile hayatları, ebeveyn ilişkileri, giyim-kuşam, misafirlik… gibi birçok konuda farklılıklar var. Ama bize göre daha iyi olduklarını düşündüğüm ve toplumumuzda da olmasını temenni ettiğim birkaç özellikleri var ki, o da her zaman size selam vermeleri, yanınızdan geçerken bile sizden izin isteyerek geçmeleri, yaya iseniz her zaman önceliğin sizde olması gibi saygı ile alakalı kurallardaki hassasiyetleri. Ne yazık ki bizim toplumumuz da büyük bir saygı problemi var. Birbirimize saygımız yok denecek kadar az ne yazık ki.



BA- Çocuğunuzu yetiştirirken, Amerika'da yaşıyor olmanın avantajı ve dezavantajı nedir sizce?  
T- İki çocuğum Amerikan okullarında eğitim alıyor. Birisi middle school digeri ise elementary school'a gidiyor. Türkiye ile kıyaslama yaptığımızda Amerikan okullarının öğrencilere sağladığı şartlar oldukça yüksek standartlarda. Birkaç örnek vermek gerekirse, okul servisleri ücretsiz, her öğrencinin kendisine ait bir bilgisayari var, okullarda sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği veriliyor. Bunların dışında her çocuğu bir spor dalına ya da enstrümana yönlendiriyorlar. Büyük oğlum yan flüt çalıyor ve bu alanda oldukça başarılı. Geçen ay kendisiyle bu konuda bir gazete roportajı yapıldı. Aynı zamanda şu an bir müzik grubunun elemelerini geçti ve grupta çalıyor. Ve biz bunun için şu ana kadar herhangi bir ücret ödemedik. Küçük oğlum da keman ve resim alanında çok başarılı. Buradaki okullarda çocukları sıkmadan ve kendi başlarına, deneyerek bir şeyler öğrenmelerini sağlıyorlar. Olumlu yanlarının yanında elbette olumsuz yönleri de var; onlar da eğitim seviyesinin bizim okullarımızdaki seviyenin altında olması, anne ve babası boşanmıs çocuk sayısının çok olmasından dolayı problemli çocukların sayısının oldukça fazla oluşu, küçük yaşlarda cinselliği yaşamalarından dolayı 15-16 yaşında anne olan kız çocuklarının sayısının oldukça fazla oluşu, uyuşturucu, sigara ve içkinin yaygın olması gibi çok büyük sorunları var. Amerika'da aile kavramı bizdeki aile kavramından uzak olduğu için parçalanmıs aileler ve sorunlu çocuklar cok fazla.

BA- Amerika'ya yeni geleceklere ne tavsiye edersiniz? (Gelmeden önce veya geldiklerinde.) 
T-  Amerika'ya gelecek arkadaşlara tavsiyem şu, Amerika tamamen kapitalist bir sisteme dayanıyor. Paranız varsa rahatsınız ama paranız yoksa işiniz çok zor. Sağlık sistemi başlı başına bir sorun ve hastanelerde alacağınız hizmetlerin fiyatı çok yüksek. Örnek vermek gerekirse bir diş dolgusu $1000, apandisit ameliyatı $15000 gibi rakamlardan başlıyor. Geldiğiniz zaman öncelikli olarak bir araba almanızı tavsiye ederim. Araba fiyatları çok ucuz ama sigortası arabanın kendi fiyatı kadar :). Mesela araba $1000 ama en ufak bir tamir $150'dan başlıyor… Paranız ya da yasal bir işiniz yoksa Amerika'da işiniz çok zor.

BA- Başka kültürlere ait öğrendiğniz, hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız herhangi bir şey var mı? Bir yemek çeşidi de olabilir mesela...  
T-  Amerikalılar'a ait Halloween kutlamaları çok ilginç. O ay içerisinde her yerde iskeletler, hayaletler, kesik kollar, kafalar… vb. korkunç figürler sergileniyor. İnsanlar evlerinin bahçelerini bu figürlerle süsleyerek korkunç bir imaj yaratmaya çalışıyorlar. O gece herkes bir kostüm giyip komşu evlerin kapısını çalarak şeker topluyor.İIlginç bir gelenek :).

BA- Şimdi kapınız çalsa ve Türkiye'den bir paket gelse, içinden ne çıkmasını arzu ederdiniz? 
T- Oldukça güzel bir soru olmuş :). Eski kaşar, hamsi, kestane şekeri… aslında liste uzun ama :) ben bu kadarını söyleyeyim.

BA- Eklemek istediğiniz veya paylaşmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz... Var mı?
S- Eklemek istediğim şey Amerika'ya gelecek ya da gelme planları yapan arkadaşlara tavsiyem çok büyük hayallerle gelmesinler ki sonrasında hayal kırıkları yaşamasınlar. Buraya eğitim için gelmenizi tavsiye ederim. Master, doktora ya da lisans için gelirseniz Amerika'da iş bulup kalabilme şansınız çok yüksek olur. Parasal anlamda gücünüz ya da desteğiniz yoksa hiç bu yola girmeyin derim.
Ben teşekkür ederim ve çalışma hayatınızda başarılar dilerim.

Biz de sorularımıza içtenlikle cevap veren Sibel Hanım'a çok teşekkür ediyor, hayatında mutluluklar diliyoruz...


Blog yazarlarmıza sormamızı istediğiniz sorularınız olursa, 'Yorum' kısmından veya 'bloggeramerikada@gmail.com' adresine e-mail göndererek bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. 

Blogger-Amerikada'dan Sevgiler & Saygılar...

Pazartesi, Mayıs 7

MİRZAHAN VE AHRAR VE NEWYORK...


Bu yazımızın konuğu, "Şimdilik Newyork'ta yaşayan dört kişilik bir aile (Baba, Şeyma, Mirzahan ve Ahrar)" başlığı ile mutfak maceralarını, evlere şenlik, gözlere seyirlik sofralarını ve iki dünya tatlısı afacanlarıyla Newyork maceralarını  seymamirzahan.blogspot.com adresinden neşeli bir dille paylaşan sevgili Şeyma Hanım oldu. Çayımızı Newyork'a nazır yudumlarken, bakalım Şeyma Hanım bize neler anlatmış...
seymamirzahan.blogspot.com

BA- Blogun adı - Blog yazarının adı nedir?
M-  Merhabalar  :) Bloğumun adı, Mirzahan ve Ahrar (çocuklarımın adı), blog yazarının adı Şeyma.


BA- Hangi eyaletten / şehirden yazıyorsunuz?
M-  Newyork, Brooklyn'den yazıyorum.


BA- Blog sahibi kimdir, nerelidir, burcu nedir, hobileri nelerdir.... Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz lütfen?
M- Blog sahibi Şeyma Konya'lı, ilk-orta-lise ve üniversite yıllarını Konya'da gecirmiş, başörtüsü yasağı yüzünden okula ara vermiş, o dönemde  eşi ile tanışmış, evlenmiş ve eşinin master-doktora programı için  Newyork'a gelmiş birisi. On iki senedir burada yaşıyorum, terazi burcuyum, iki erkek kardeşim var, biri burada oğrenim görüyor, diğeri Türkiye'de. Eşim ve çocuklarımla vakit geçirmek benim için çok önemli. Arkadaşlarım da ailem gibi bu ülkede :). Gezmeyi, yeni yerler görmeyi, yeni tatlar tatmayı, misafir ağırlamayı çok severim.  Onlar için hazırlanmak benim icin  bir zevk :). Gönüllü işlerde  görev alırım elimden geldiğince. Kitap okumadan uyuyamayanlardanım. Sakin bir yapim vardır, detaycıyımdır,  renk uyumu olmazsa olmazımdır :).


BA- Blog yazmaya ne zaman, ne sebeple başladınız? Amerika'ya gelmeden önce de blog yazıyor muydunuz?
M- Blog yazmaya 2005 yılında  başladım, yedi senedir blog yazıyorum. O seneler yeni yeni başlamıştı, yaşadığım yeri ailemle paylaşmak için başlamıştım yazmaya. Amerika öncesi blog hayatım yoktu.

BA- Sizi Amerikaya getiren ne oldu? Kaç yıldır Amerika'da yaşıyorsunuz? 
M- Yukarıda yazmıştım :). Eşimin master-doktora programı için geldik, on iki senedir buradayız.


BA- Bu süreçte alışmakta zorlandığınız herhangi bir sey oldu mu? Amerika'ya dair hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı ?
M- İlk gelişim 2000 yılındaydı, etrafımda Türkler hep vardı.  O yönden hiç zorluk yaşamadım ama aileye özleme alışmak zaman aldı :). Ufak çaplı hayal kırıklıkları oldu tabii ki.

BA- İlk zamanlarınızı düşününce 'Ah keşke!' dediginiz seyler var mi? Veya 'Yuh yani, bu ne gariplik!' dediğiniz veya ilginç gelen olaylar yaşadınız mı / gördünüz mü? Veya hiç unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşır mıydınız? 
M-
 Eşimle konuştuğumuzda bazen, zamanında  keşke böyle yapsaymışız  dediğimiz  şeyler oluyor. İlk seneler için genelde bu söylediklerimiz. Yeni bir ülke, değişik kurallar ve tecrübesizlik de eklenince keşkelerimiz  oldu ama kadere inan insanlarız, yaşanması  gerektiğini  düşünüyoruz şimdi :) 
Bu ülkede kimse kimseye bakmıyor, ne yaptığı ile ilgilenmiyor, subwayde makyaj yapan, kaşlarını alan, tırnaklarını kesen  insanları görmek gayet sıradan, işin garip tarafı   bize de sıradan gelmeye başladı bu tür olaylar :).

BA- Amerika'da en çok beğendiginiz yer neresidir? Gelmeyei düşünenlere 'mutlaka şurayı da görün' diyebileceğiniz bir yer var mı? 
M- 
Amerika'da Newyork ve buna yakin eyaletler ile Boston, Washington, Rochester'ı gördüm. Güneye inmedik, Ahrar'ın büyümesini bekledik, bundan sonraki planlarımız içinde oralar var. Newyork'u  İstanbul'a çok benzetirim ben. Central Park mutlaka görülmeli derim her mevsim başka bir guzellikte.

BA- Favori alış-veriş yeriniz neresidir?
M-
 Century-21 bizim favori alışveriş merkezimiz. Her gelen misafirimi götürdüğüm ve hepsinin memnun kalıp yüklü alışveriş yaptığı yer,  evime çok yakın bir şubesi var sık ziyaret ederim :). Ailecek  alışveriş merkezlerini yani Mall'leri gezmeyi sevmiyoruz, çocuklar sıkılıyor haliyle. Sahil kenarı ve parklar tüm aile fertlerine  hitap ediyor. Newyork içinde vaktimiz hangisine müsade ederse en yakını, en uzağı oralara gidiyoruz. Brooklyn'deki Coney Island Beach'i çocuklar çok seviyor.

BA- Türkiye'de yaşadığınız şehirle, şimdi yaşadığınız yer arasındaki en benzer ve en farklı şey nedir? 
M-
 Türkler'le berabersem veya Türk marketlerine gitmişsem, Türkiye'de yaşadığım şehirle  aynı benzerlikte oluyor :). Evden adımımı attığım an farklılıklar başlıyor. Yollar, evler, insanlar, renkler her şey farklı.

BA- Genel olarak Amerikan toplumunu nasıl değerlendirirsiniz?
M- 
Sosyal çevremde Türkler çoğunlukta. Newyork'u Amerikalılar, Amerika'dan saymıyor. Çünkü burası çok kozmopolit,  her milletten insan var. Yaşadığım yerde önceden İtalyanlar ve Irish'ler varmış, artık Araplar çoğunlukta. Biraz üstünde Çinliler var, onun üzerinde Yahudiler, biraz aşağıda İtalyanlar. Gerçek Amerikalıları burada bulmak zor :). Genel olarak insanlar rahat herkes  kendi kültürünü  yaşıyor özgürce, kendi ülkesindeymiş gibi.

BA- Çocuğunuzu yetiştirirken - varsa- Amerika'da yaşıyor olmanın avantajı ve dezavantajı nedir sizce? 
M- 
 Çocuklarımın burada  yaşamasının avantajı, İngilizce'lerinin ana dili gibi olması, bir çok milletten arkadaşlarının olması, yaşayarak, arkadaşlık kurarak farklı kültürleri öğrenmesi diye düşünüyorum. Bir de burada özgüven çocuğa çok erken  yaşta veriliyor. Dezavantajına gelince  aile büyüklerinden ve akrabalarından  uzak kalmaları.

BA- Amerika'ya yeni geleceklere ne tavsiye edersiniz? (Gelmeden önce veya geldiklerinde.)
M-
 Amerika'ya yeni geleceklere  tavsiyem, Newyork için söylüyorum şanslısınız, aradığınız  her şey var burada, sucuğundan, kaymağına, pidesinden, kumpirine :).

BA- Başka kültürlere ait öğrendiğniz, hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız herhangi bir şey var mı? Bir yemek çeşidi de olabilir mesela... 
M-
 Eşim meraklıdır yemeğe. Değişik mutfakları denedik. Meksika mutfağı  favorimdir :).  
Malesef Çinliler'in yere tükürme olayından hiç hazzetmiyorum. Çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine hepsi aynı hareketi yapiyor.

BA- Şimdi kapınız çalsa ve Türkiye'den bir paket gelse, içinden ne çıkmasını arzu ederdiniz?
M-
 Simit, sokakta  satılanlarından :)


BA- Eklemek istediğiniz veya paylaşmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz... Var mı?
M-
  Newyork'la ilgili merak ettikleriniz  varsa bilgi sahibi isem seve seve cevaplarım.


Bizi kırmayıp, sorularımızı seve seve cevapladığı için Şeyma Hanım'a teşekkür ediyor, hayatında mutluluklar diliyoruz. 



Bu arada blog yazarlarmıza sormamızı istediğiniz sorularınız olursa, 'Yorum' kısmından veya 'bloggeramerikada@gmail.com' adresine e-mail göndererek bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. 

Amerika'dan Sevgiler & Saygılar...

Cuma, Mayıs 4

MADE IN TÜRKİYE

http://madeinturkiye.blogspot.com
Blogger-Amerika'da, röportaj ricamızı geri çevirmeyip, sorularımızı yanıtlayan kıymetli blog yazarlarıyla söyleşmeye başladı. Muhabbetimize katılan ilk konuğumuz Made in Turkiye bloğunun yazarı Mehmet Bey oldu. madeinturkiye.blogspot.com linkini tıkladığınızda da görebileceğiniz gibi, Mehmet Bey, Amerika'da alışveriş yaptığımız reyonlardaki Türk ürünlerine dikkat çekmekte. Bloğunun ne gibi bir faydası olacağını soranlara ise, bloğunda yer verdiği cevabı şöyle; 

http://madeinturkiye.blogspot.com/
"Yurtdışında, bilhassa Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Türk nüfusu gün geçtikçe artmaktadır. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda gelecek on yıl içinde daha fazla Türk ürünü Amerikan mağazalarında yer bulacaktır. Ancak, hali hazırda Türkiye'den Amerika'ya ithal edilen ürün sayısı aslında arzu edilenin çok çok altında bulunmaktadır. Bunun ardında yatan nedenlerden biri hiç şüphesiz Türk ürünlerinin Amerikan marketlerine girmiş dahi olsa halk düzeyinde yeterince talep görmeyişi ya da tannmayışıdır. Bu site, hiç olmazsa Amerika'da yaşayan Türk toplumunda bu bilinci uyandırarak bu ürünlerin hak ettiği konumu elde etmesine, bu sayede taleplerin artmasına ve dolaylı olarak Türk ithalat sanayiinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Sitenin en önemli özelliği, yalnızca Amerika'daki Türk marketlerini değil, aynı zamanda Amerika'da, Amerikan alışveriş mağazalarında satılan Türk ürünlerini tanıtmaya yönelik olmasıdır. Bilhassa, Amerika çapında oldukça geniş dağıtım ağına sahip büyük süpermarket ve alışveriş merkezlerini hedef almaktadır. Zira, hali hazırda Amerika'nın hemen her eyaletinde çok sayıda Türk marketi bulmak mümkündür. Buralarda, dilediğiniz sayı ve çeşitte Türk ürününe ulaşmanız da mümkündür."

http://madeinturkiye.blogspot.com/
 Bloğu gezerken, biz de bol bol "aaa bu da mı Türkiye'den gelmiş/ geçmiş!" diyerek farketmediğimiz ürünlere bi kere daha baktık. Lafı fazla uzatmadan, bakalım madeinturkiye -M- çayımızın yanında bize neler anlatmış...
BA- Hangi eyaletten yazıyorsunuz?
M- Pennsylvania.
BA- Blog sahibi kimdir, nerelidir, burcu nedir, hobileri nelerdir.... Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz lütfen?
M- Blog sahibi, 6 yılı aşkın bir süredir Amerika'da yaşamaktadır. Aslen İzmirli olup, denizi, yüzmeyi, müzik dinlemeyi, film izlemeyi sever. Mükemmeliyetçidir, planlı çalışmayı sever, hayatında sürprizlere yer yoktur.
BA- Blog yazmaya ne zaman, ne sebeple başladınız? Amerika'ya gelmeden önce de blog yazıyor muydunuz?
M- Blog sahibi, Amerika'ya gelmeden önce de blog yazmaktaydı. Şu anda çeşitli nedenlerden dolayı blog yazmaya vakit bulamıyor. Kendini akademik çalışmalara verdi diyelim.
BA- Sizi Amerikaya getiren ne oldu? Kaç yıldır Amerika'da yaşıyorsunuz?
M- Daha iyi bir eğitim almak düşüncesi. Dil kursuydu, masterdı derken şimdi doktoroya asılıyor.
BA- Bu süreçte alışmakta zorlandığınız herhangi bir sey oldu mu? Amerika'ya dair hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı ?
M- İlk başlarda araba sürmek eğlenceli gibiydi, şimdiyse adeta bir zorunluluk. Türkiye'de toplu ulaşımın bir nimet olduğunu düşünüyor.
BA- İlk zamanlarınızı düşününce 'Ah keşke!' dediginiz seyler var mi? Veya 'Yuh yani, bu ne gariplik!' dediğiniz veya ilginç gelen olaylar yaşadınız mı / gördünüz mü? Veya hiç unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşır mıydınız?
M- Çok şey var belki ama kısaca size bir anektod akratayım. Amerika'da radyoların ve televizyonların sadece İngilizce yayın yapıyor olması da ilk başlarda keyifliyfi. Memleket hasreti mi diyelim, tekdüzeliğin verdiği monotonluk mu diyelim, artık raydo dinlemiyorum bile.
BA- Amerika'da en çok beğendiginiz yer neresidir? Gelmeyei düşünenlere 'mutlaka şurayı da görün' diyebileceğiniz bir yer var mı?
M- Florida. Gerçekten görmeye değer.
BA- Favori alış-veriş yeriniz neresidir?
M- amazon.com : herşeyi bulmak mümkün. 
BA- Türkiye'de yaşadığınız şehirle, şimdi yaşadığınız yer arasındaki en benzer ve en farklı şey nedir?
M- Pennsylvania'da büyük şehirler hariç heryer yemyeşil, doğal güzellikleri harika. Ama Türkiye'nin tarihi güzellikleriyle kıyas bile edilmez.
BA- Genel olarak Amerikan toplumunu nasıl değerlendirirsiniz?
M- Amerikan toplumu esasen çok anlayışlı, farklı kültürlere açık, dışlayıcı değil. Bu yüzden gerek kültürel değerler olsun gerekse de dini tercihlerde insanlar son derece saygılı ve hoşgörülü.
BA- Çocuğunuzu yetiştirirken - varsa- Amerika'da yaşıyor olmanın avantajı ve dezavantajı nedir sizce?
M- Çocuğum yok, ama olsaydı gerçekten çok endişelenirdim herhalde. Burda yetişen çocuklarda bir takım duygular maalesef yerleşmiyor: Vefa duygusu gibi. Herkes kendisi için yaşıyor gibi, bireysel ihtiyaçlar hep ön planda.
BA- Amerika'ya yeni geleceklere ne tavsiye edersiniz? (Gelmeden önce veya geldiklerinde)
M- Artık eski Amerikan rüyası kalmadı gibi. Amerika'nın şaaşalı günleri gerilerde kaldı. Kanada daha güzel bir alternatif olabilir.
BA- Başka kültürlere ait öğrendiğniz, hoşlandığınız veya hoşlanmadığınız herhangi bir şey var mı? Bir yemek çeşidi de olabilir mesela...
M- Amerika'da fitness salonlarında insanların üzerinde kıyafet olmadan duş alması çok itici. Mahremiyet hissi kalmamış.
BA- Şimdi kapınız çalsa ve Türkiye'den bir paket gelse, içinden ne çıkmasını arzu ederdiniz?
M- Piyasaya çıkan en son fimlerden biri.
BA- Eklemek istediğiniz veya paylaşmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinleriz... Var mı?
M- Size başarılar. Umarım faydalı olmuşumdur.
Biz, bu keyifli sohbet için Mehmet Bey'e çok teşekkür ediyor, kendisine çalışmalarında başarılar diliyoruz. 

Bu arada blog yazarlarmıza sormamızı istediğiniz sorularınız olursa, 'Yorum' kısmında veya 'bloggeramerikada@gmail.com' adresine e-mail göndererek bizimle paylaşmanızdan mutluluk duyarız. 

Amerika'dan Sevgiler & Saygılar...



Pazar, Nisan 22

MERHABA DERKEN...



Kimi 'macera dolu Amerika' dedi.
Kimi 'gurbet' dedi.
Kimisi de daha fazlasını yazdı, paylaştı...
Amerika’ya yolları düşenler, bloğuyla köprü kurdu okyanus ötesinden ve yollarımız kesişti bazen bir tatlının tarifinde, bazen bir New York gezisinde, bazen "Türkiye’yi özledim" serzenişinde, bazen de Amerika’yı merak ediyorum cümlesinde. 
Amerika’da hayatı okumak isteyenlerle, gezmeye geleceklerle, ya da yaşamayı düşünenlerle ve Amerika’nın farklı pencereleri olan blogger'larla beraber çay-kahve molası için, burada buluşalım mı, tanışalım mı?
Birbirimizden haberdar olmak, paylaşımlarımızı arttırmak ve ilgilenenlere sunmak için... 
Siz de muhabbete hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz...
Bu arada kahve mi ikram edelim çay mı ? 
:)
Let’s go blogger :)













Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...